18 Mayıs 2021

İSKOÇ ONURU - JENNİFER ROYCE

 

"AŞK, BİR KADININ DELİLİĞİNE VE BİR ADAMIN YÜREĞİNE MEYDAN OKUMAKTIR."

İskoçya Kralı Robert the Bruce'a bir tek ben hayran değilim değil mi? O adamın geçtiği romanları ayrı bir seviyorum. Üstelik kurgu yanında tarihten de esinlenilirse! J. Royce tarih bilgisini roman sonunda veriyor. Ayrıca Rob da gerçek bir kişiliktir. Bütün bilgiler romanda anlatılmıştır, gerçek kişilerin olduğu romanları daha da çok severim. 

Şimdiyse İskoç Onuru'nda deli rolü yapan bir kadınla, kralına hizmet eden bir adamın hikayesini okuyacaksınız. 

Bu kitapta dünyada kadın olmanın ne kadar zor olduğunu fark eden bir kadının, deliliğe sığınıp hem intikam için hem de hayata karşı nasıl mücadele ettiğini, yine erkeklerin dünyasında piyon olarak geldiği Keith Klanı'ın lideri Rob'a karşı duygularıyla nasıl da savaştığını okuyacaksınız.



& KÜNYE &


KİTAP ADI:  İSKOÇ ONURU

YAZAR:  JENNİFE ROYCE

YAYINEVİ:  PAROLA YAYINLARI

EDİTÖR:  ZEYNEP ALKANAT

TÜR:  HİSTORİCAL ROMANCE - ROMANTİK TARİHİ KURGU

SAYFA:  520



& ALINTILAR &


                                                                   💕💕💕

"Saygın bir kadının, sırf insanları aptal yerine koymak için bunca zahmete katlanacağını sanmam. Üstelik yıllar boyunca bu role sıkı sıkıya sadık kalıp sürdürebilmen için oldukça önemli bir nedenin olmalı."

                                                                    💕💕💕

"Ben bir gecede kadın olmanın ne kadar uğursuz bir yanı olduğunu gördüm. Evet, tek bir gecede, artık bu dünyada bir kadın olarak bulunmaktansa bir deli olarak son nefesime kadar mücadele etmeye karar verdim."

                                                                    💕💕💕

Yaşarken söyleyemediğim "Seni seviyorum" cümlesini şimdi her gün söylüyorum duyuyor musun? En büyük pişmanlığım, sana aşık olduğumu geç fark etmiş olmam... Aşk konusunda cahil olmam kendimş affettirir mi bilmiyorum. Seni  özledim.

                                                                      💕💕💕

Yol gösteren tecrübeli adamın bedenine tutsak olmuş, ucunda cehennemin alevlerinin olduğunu bilse de bilmezlikten gelen bir günahkar gibi peşine düşmüştü. Şeytan en yasak düşleri bile cennetten çıkma bir vaat olarak sunabilirdi.


                                                                      💕💕💕



& TANITIM BÜLTENİ &


                                                      YIL 1314 / İSKOÇYA

        ERKEKLERİN HAKİM OLDUĞU DÜNYADA GÖRMEZDEN GELİNEN VE YİNE 
       ONLARIN SAVAŞINDA BİR PİYONDAN FAZLASI OLAMAYACAĞINI ANLAYAN
                                                         GENÇ BİR KADIN...

Leydi Lindsey Irvine, dünyadaki varlığının görmezden gelinmesine katlanamayacağını anladığı gün, 
çok dahice ve delice bir yol buldu. Geriye kalan hayatında bu yolu izlerken duygularından, hayallerinden ve geleceğinden vazgeçti.


                       İNGİLTERE'NİN TANIMADIĞI GAYRİMEŞRU İSKOÇ KRALI 
                                                    ROBERT THE BRUCE'UN
ÜLKESİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN VERDİĞİ MÜCADELEDE GÜVENDİĞİ SADIK LORDU
                                                        ROBERT THE KEİTH...


Savaş davullarına ait sesin çok yaklaştığı böyle bir dönemde, sadece ülkesinin bağımsızlık savaşına odaklanmak isteyen genç adamın, ne yüzlerce yıldır kanlı bıçaklı olduğu Irvine Klanı'yla uğraşmaya ne de bu düşmanlığı sona erdirecek deli bir leydinin çılgınlıklarına tahammülü vardı.

Fakat Lindsey Irvine, genç adamın klanının ve hayatının içine deyim yerindeyse bir bomba gibi düştü. Çevresine vereceği zarar ise kaçınılmazdı. En başta da Rob'un kalbine...




& KİTAP YORUMUM &


Bu benim gözümde yazarın en duygusal, en kalbinizi parçalayan hikayesidir. Profesyonellikte arşı alayı geçti desem sakın şaşırmayın! O kadar güzel konulara değinmiş ki! Ayrıntılar arasında mest olmamak, duygulanmamak ve hayran kalmamak ne mümkün!

Öncelikle kurgu gerçek kişilere, savaş zamanına ve klanlara dayanarak esinlenmiştir. Roman sonunda yazar tarih bilgisini hatta savaş ayrıntılarını bile güzelce anlatmış o yüzden oraları da okumayı unutmayın. 

Lindsey bu dünyada kadın olmanın ne kadar zor olduğunun farkına varıyor ve gerçekten o kısımları okurken gözlerim doldu. Bunu Kral Robert the Bruce ve Rob'a anlatırken ben ağladım. Ağladığım diğer sahne sonlara doğru Rob'un onu kaybettiğini sandığında ay ay orada yazarın onu anlattığı yerler... Şuan hatırlayınca bile gözlerim doluyor.

Kral Bruce, İngiltere ile savaş sırasında düşman klanlarla sorun olmasın diye Rob'a Irvine kızı Lindsey'i kardeşi Sloan ile nişanlamasını emreder. İskoçya da o zamanlar bir yıllık nişanlılık süresi adettir. Sonra kızı gönderirsin diye söylüyor, eğer Rob evli olmasa onunla nişanlanmasını isteyecekti. Ama Sloan ona hiç o gözle bakmıyor ve aksine Rob ile Lindsey birbirlerine tutuluyor. Bu sırada Rob önceden hayatını kurtaran bir kadının ona peri kızı diyor, Lindset olduğunu bilmiyor çünkü Lindsey o kadar gerçekçi bir deli rolü yapıyor ki! Kıyafetleri, saçları, konuşmaları, yüzü herkesi inandırmak için elinden geleni ardına koymamış. O yüzden Rob sonradan keşfediyor.

Kral bile Lindsey'i  ilk gördüğünd eonun deli olmadığını aksine çok zeki olduğunu fark ediyor, onun oyununa da sadık kalıp Rob'a bir şey söylemiyor. Rob sonradan öğrendiğinde çıldırsa da! :))

Sonuç olarak... ah nedesem çok güzeldi. O savaş sahneleri, Lindsey'in deliliği, Rob'un tutkusu, ülkenin durumu ve aradaki savaş, Lindsey'in başıa gelenler... Sonlarına doğru olanlar... En çok zevk aldığım romanıydı. Tamam bu konuda diğerlerini düşünürsek onlar da çok iyi ama bu o kadar profesyonel olarak değerlendirilmiş ve ince ince her detayı düşünülmüştü ki, ayrım yapmadan duramam. 

İçim ağlaya ağlaya okuyup hem Rob'a hem de Lindsey'e aşık oldum. Duygularım yerle bir oldu ama sonu güzel bitti. Sona yakın hayatımın şokunu yaşadım ben de Rob ile ama sonu toparladı. Orada kalbinize inebilir :))

Tamam uzatmadan burada bırakacağım yoksa Spoiler sayfasına dönecek. Okumadan duramazsınız, asla kaçırmayın:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder