VURGUN - LAUREN KATE ( FALLEN #4 )

SONUNDA LUCİNDA VE DANİEL İÇİN FİNAL...
 

Çok ama çok severek okuduğum bir serinin final kitabıydı ve sanırım birkaç kez daha okuyacağım. Vurgun da Lucinda ve Daniel, geçmişe gittikleri günün sabahında yeniden kendi zamanlarına dönerler ve Lucifer'ın bu acımasız planını bozmak için harekete geçerler. Bu yolculuklarında Lucinda'nın geçmişini hatırlaması onlara çok yardımcı olur ve herkesi şaşkına uğratır. 

Ama asıl olay bütün her şey Lucinda'nın aslında bir baş melek olduğunu kendini keşfetmesi gerektiği ve seçimini yapması gereken en önemli kişinin o olmasıdır. Bütün o yolculuk, bulmaları gereken miraslar, arkadaşlıkları, geçmişleri ve aşkları ile süregelen seri yine unutulmaz bir final ile son buluyor. Serideki favori kitabım kesinlikle Vurgun!

BÜYÜ VE KAN - KERRİ MANISCALCO ( STALKİNG JACK THE RİPPER #3 )

Romanya'daki maceralarından sonra Wadsworth ve Cresswell, yanlarında Dr. Wadsworth ile muhteşem bir transatlantik gemisiyle, Ay Işığı Karnavalı ile birlikte New York'a yola çıkarlar. Orada çözmeleri gereken cinayetler ve araştırmalar onları beklerken, asıl gemideki tehlikelerden ve sihirbazların gösterilerinden habersizlerdir. Üstelik bir asilzade olan Mephistopheles'in Audrey Rose'a yaklaşması ile ikilimiz arasında gerginlik, güvensizlik ve en sonunda birbirleri olmadan yapamayacakları gerçeği ortaya çıkar.

Okyanusun ortasında, birbiri ardına işlenen cinayetler karnaval görevlilerini gösterirken, Audrey Rose hem katilin hem de karmaşık duygularının peşinde dedektiflik yapmaya başlar, Üstelik Thomas'ı yanlış yönlendirmeyi göze alarak!

Benim kalbim kırılmıştı Thomas'dan bir başkası ihtimaline bile!

TUTKU - LAUREN KATE ( FALLEN #3 )

Lucinda ve Daniel'in sürekli geçmiş hayatlarından bahsediliyordu. Peki siz bunları okumaya hazır mısınız?

Azap kitabında gölgeler ile, daha doğrusu onlara Duyurucu deniyor, yolculuk yapmayı ve onları kullanmayı öğrenen Lucinda, aşklarının ve ona söylenmeyenlerin peşine düşer. Cevabını öğrenmek istediği bir sürü soru vardır ve onun kanatları altında güvende kalmak yerine kendi aşklarının geçmişine uzanan bir yolculuğa çıkar. 

Duyurucu da Bill adında bir hilkat garibesi ona eşlik eder ve geçmiş bedenlerinin içine girmeyi, o dönemde giymesi gerekenleri vs hakkında bilgi verir ama sona doğru öğreniyoruz ki o Bill... Okuyunca artık :)

AZAP - LAUREN KATE ( FALLEN #2 )

YASAK, ÖLÜMSÜZ, UĞRUNA ÖLÜNECEK BİR AŞK...

Fark ettiniz mi bilmiyorum ama ben seri kitaplarda hep genelleme bir yorum yaparım ve işte ilk kitap şöyle yetersiz son kitap şöyle diye ayrım kolay kolay yapmam. Okur sonra olumsuz yorumdan etkilenip erken pes ediyor ama bence yanlış yapıyor. Sonuna kadar okumak gerek çünkü seri kitaplarda hep asıl olay ilk kitapta olmaz. Giriş, gelişme sonuç olarak düşünün. Siz ne düşünürsünüz bilmem ama bana göre durum böyle. 

Ve Azap'a gelirsek... Daniel'in ve diğerlerinin Düşmüş Melekler olduğunu ve bir savaşın ortasında olduklarını öğrenen Luce başka bir okula nakledilir, orada daha güvendedir. Üstelik Daniel ile olan binlerce yıl süren aşkları hakkında burada daha çok şey öğrenir ama sanki Daniel2in ondan bir şeyler sakladığını düşünerek geçmişini kurcalamaya başlar. Evet Daniel onu korumak için her şeyi açıklamamıştır ve Luce lanet gereği kendi hakkındaki gerçekleri kendisi öğrenmek zorundadır ve bunu üçüncü kitap Tutku'da öğrenecek. 

Luce gölgeleri kullanmayı öğrenirken bir yandan da Daniel ile aralarındaki sorunlarla baş etmeye başlar.

DÜŞÜŞ - LAUREN KATE ( FALLEN #1 )

DÜŞÜŞ, YASAKLANMIŞ BİR AŞKIN BÜYÜLEYİCİ HİKAYESİ

Okuduğum en ama en büyüleyici ve fantastik aşk hikayesi! BAYILDIM!

Lucinda ve Daniel, binlerce yıl süren bir aşk yaşıyor. Bence hiç kimse Daniel Grigory kadar güzel sevemez ve hiç kimse Lucinda Pierce kadar aşkına sahip çıkamaz. Aynı zamanda tam tersi de. İkisi de aşklarının arkasında, ne kadar uzun sürse ve hiçbir zaman tam anlamında birbirlerine kavuşamasalar bile hiç vazgeçmiyorlar. 

İkisinin aşkı da lanetli.

Daniel binlerce yıl yaşamaya ve onun ölümünü tekrar tekrar izlemeye mahkum.

Lucinda hiç hatırlamadığı aşkının yaşadığı acıdan habersiz her 17 yaşında ölüp, yeniden dünyaya gelmeye mahkum.

Ben okurken bütün seriyi ve bitirdiğimde duygulandım ve elbette hayran kaldım. Kim kalmaz ki? Kim binlerce yıldır süren bir aşkın acısını çeker ki? Bir gün kavuşma umuduyla aşkın peşinde kim bunları yaşamaya razı olur?

Şimdi size onları anlatacağım, okurken ağlamaya da hazır olun.

KÜL VE KAN - KERRİ MANISCALCO ( STALKİNG JACK THE RİPPER #2 )

Bram Drakula sevenler nerede? Meğerse Thomas Cresswell anne tarafından bir Rumen'miş. Üstelik Kont Drakula'nın soyundan gelen varismiş!

Bu gözler daha neler görecek! Bram Şatosu adli bilimler için bir okula dönüştürülmüş ve Nathaniel'in ölümünden sonra eğitimlerine devam etmek ve biraz olsun Londra'dan uzaklaşmak isteyen Audrey Rose ve Thomas, yanlarında Bayan Harvey (Thomas'ın eski bakıcısı) ile romanya2ya gidiyorlar. Yine peşlerinde ölüm, Drakula'ın geri döndüğü söylentileri, Drakulanın soyunu korumak için kurulan ve içinde Thomas'ın ablası Daciana'ın da olduğu gizli birlik ve Kanlı Kontes Elizabeth'in varisi!

Bence serinin en fantastik ve tehlikeli romanı buydu! Neden mi? Şatonun altında neler neler varmış :)) Üstelik Thomas ciddi anlamda aşkını burada dile getiriyor daha ne isterim.

GÖLGE VE KAN - KERRİ MANİSCALCO ( STALKİNG JACK THE RİPPER #1 )

Hepimiz alıştık tabi, o 1800'lü yılların süslü balo salonları, çapkın hovardaların aşkları, hanımefendilerin cemiyetteki partileri, asillerin o romantik hava baloncuğuna. Historical fiction denince akla direk Dük, Düşes, Kont, Kontes gibi unvanların olduğu o cemiyet dünyası ve romantizmi baz alan romanlar gelir. Bu yazar ise seriye adını verdiği ilk kitap Stalking Jack the Ripper ve bizdeki çeviri adı Gölge ve Kan ile partilerin dışındaki dünyaya bir perde açıyor!

Audrey Rose Wadsworth, adli tabip amcası Profesör Dr. Jonathan Wadsworth ve onun yardımcısı Thomes Cresswell ile morgdaki cesetlerin başında, elinde neşteri ile otopsi yaparken, İngiliz Leydileri hanım hanımcık çay partileri düzenleye dursun. Bu üçlü cesetler incelerken aynı zamanda katilin de peşinde hızla ilerlemekte son derece profesyonel. Audrey Rose o zamanlarda istekleri peşinde giden güçlü bir kadın profilini çok güzel çizerken, Thomas'ın o kibirli, alaycı ve ukala tavırları arasındaki parlak zekasını okurken çok ama çok eğleneceksiniz!

CENNET - JAMİE MCGUİRE ( PROVİDENCE #3 )

HER AŞK HİKAYESİ BİR BAŞLANGIÇLA BİTER.

Bence serinin en güzel ve çılgın kitabı bu! Kimler geldi, kimler ne yaptı, öldü mü ölecek mi derken...

Bir bakmışsınız kendinizi Kudüs'e giderken buluyorsunuz. Neden mi? Çünkü Cehennem onların peşinde ve bu savaşta yalnızlar. Nina ve Jared bebeklerini korumak için her şeyi göze alıp Kutsal Kabir'e giderken en yakınları onlarladır ama her şey çok zordur.

Olaylar çok hızlı gelişip aynı zamanda mantık çerçevesinde ilerliyor bu da yazarın başarısı bence. Böyle melekler ve şeytanları içeren kurgularda aynı zamanda oluş, mantık ve sonucun uyumlu olması çok önemli, Providence bence bunu başarmış. 

Şimdi ise final kitabını tanıtalım :))

CEHENNEM - JAMİE MCGUİRE ( PROVİDENCE #2 )

Seri kitapların kölesiyiz!

(SPOİLERS!)

Nina ve Jared hem Şeytanlarla hem de kurallar ile uğraşırken, babalarının aslında Nina'ı korumak için öldüklerini öğreniyor.

Çok heyecan verici ama cehennem de olan kitaptaki kadının Nina olduğuna inanıyorlar. Bütün iblisler onu öldürmek için sıraya girmişken bir iki tane de Baş Melek acaba onlara yardım edecek mi? Üstelik Nina'ın gördüğü son derece gerçek kabuslar o bahsedilen bebeğe hamile olduğunun belirtisi!

Çok karışık ve sıralama önemli o yüzden sırasına göre okumalısınız. Biraz spoi ve alıntı ile sizin kalbinizi çalalım!

 

ARAF - JAMİE MCGUİRE ( PROVİDENCE #1 )

Evet, en sevdiğim tür vampirler demiştim ama Düşmüş Melekler ve Şeytanlar konusunda kendimi tutamıyorum. Onlar da favorim, aslında hepsi benim olsun istiyorum ama olmuyor ne yazık. Düşmüş Melekler üzerine daha çeşitli romanlar olduğu için ve kaliteli olduklarından onlar biraz daha ön planda benim için. 

( Bir başka vampir serisinde ben buna aşığım dersem şaşırmayın!) 

Gelelim Providence serisine... Çok karışık ama düzenli ve favorim değil. Favorim şu aralar Fallen ve Hush Hush serisi ama Providence'ın da hakkını yemeyelim. İddialı ve güzel, yine de buradaki ana karakterin bir nevi koruyucu olması hoşuma gitmedi. O kadar baş melek vs okuduktan sonra bana az geldi. Yetinmeyi bilmiyorsak ne yapalım :)

Hadi size anlatayım ilk kitabı...

ZORBA AŞIK - JENNİFER ROYCE

 

"AŞK, HER ZAMAN KALBE GİDEN GİZLİ BİR GEÇİT BULUR."

Ah şu İskoç Klan Beyleri! Sizde ki ego, hava, kibir, kontrol manyaklığı ve aşk kimsede yok. Yani ben de sizin yerinizde olsam öyle olurdum. :)

Jenny'in yazdığı ilk İskoç romanı kalplerimizdeki yerini güzelce aldı, iç sesleri, eğlenceli yan karakterleri, özellikle Graham, aralarındaki diyaloglar, kurgusu ve devamı çok güzeldi. Kitapta Troy'u sevmek diye bir yer geçiyor... okuyunca aaa evet ben de öyle hissettim diyorsunuz. 

Yazarın yine hem mizacı yüksek hem yürek dağlayan kitaplarından birisi! Bakalım siz sevecek misiniz?

AŞKA TUTSAK - JENNİFER ROYCE ( ASİL KORSANLAR SERİSİ #2 )

 

"NEFRET SICAK BİR KILICA ŞEKİL VERMEK, AŞK İSE BU KILIÇLA KALBİNİ ONA AÇMAKTIR."

Derler ki Nefret ile Aşk arasında çok ince bir çizgi var. Dante ve Jessica arasında ise yıkılmaz duvarlar ile asla bitmemiş bir aşk var.

Serinin ikinci hikayesinde Kaptan Dante ve onun ölesiye nefret ettiği ve hayatını mahvettiğine inandığı kadın, Jessica'nın hikayesi mevcut. Bence hiçbir aşk onlarınki gibi acı dolu, yanlış anlamaları barındıran ve eninde sonunda affedici olmadı. Hem sinirden kudurup hem de çok haklısın demek bu romana çok uyuyor. 

Ve Dante'nin yaramaz ve durulmak nedir bilmeyen kardeşi Beatrice ile diğer arkadaşı Kaptan Sean'ın da aralarındaki kıvılcımlar bu kitap ile atılıyor. Yani gülsek mi ağlasak mı? Bence okuyup bu deli dolu duygularla siz baş edin :)

Not: Yazar bu sefer hikaye yerine, Asil Korsanların Gizli Altın Kurallar Defteri'nden, kaptanların notları ile bölüm sonlarımızı renklendiriyor.

AŞKTAN KAÇIŞ - JENNİFER ROYCE ( ASİL KORSANLAR SERİSİ #3 )

BELKİ DE AŞK ÖZGÜRLÜKTÜ; YÜREĞE TAKILAN KANAT VE UÇSUZ BUCAKSIZ MAVİ GÖKYÜZÜYDÜ. 

Asil Korsanlar'ımızı çok sevdik değil mi? Serinin final kitabında Yeraltı Cadısı Beatrice ile İspiyoncu Dük Sean'ı okuyoruz. Üstelik Korsan adaları, İrlanda toprakları, Sean'ın aşktan nasıl kaçıp sonra yeniden aşka düştüğünü, ve Cabir'i... Ya inanamazsınız ama Cabir de geçmişte kalbinde yer eden kadınını buluyor!

Çok dolu dolu, ağızlara layık bir final yazmış yazar. Bu sefer de yazarımız İrlanda Efsanelerinden yararlanarak Özgün bir Masal yazmış, Sean'ın İrlandalı olması ayrı bir eğlence katıyor.

Bu ikisi dünyaya bedel diyeceğiniz ve mutlu sonla biten bu koca aileye veda etmeye hazır mısınız? Hadi başlayalım :)

ESİR YÜREK - JENNİFER ROYCE ( ASİL KORSANLAR SERİSİ #1)

 

"BİR KAYIP RUHU, ANCAK BAŞKA BİR KAYIP RUH TANIRMIŞ."

Mısır çöllerinde başlayıp, İngiltere'ye uzanan, destansı bir aşk hikayesi! Birini sevmekte Fahid ve Sagirah gibi olun çünkü aşk sanki onlar için var gibi!

Asil Korsanlar serisinin ilk kitabı Esir Yürek ile kalplerimizi çalmaya geldi! Asil Korsanlar adı da küçükken kaçırılıp korsan gemilerine satılan ve sonunda köle tüccarları ile Mısır'da asillere satılan Fahid'in yıllar sonra, korsanları avlayan bir korsan olmaya karar vermesi ile şekillenen bir seri. Hem de ne güzel  bir seri! 

Sagirah ile Fahid'in, Mısır da köle olarak kaldıkları, Fahid'in onu bulmak için bakmadık delik bırakmadığı, en sonunda onu bulduğunda ise kurtarmak için ölmeyi bile göze aldığı bir hikayenin sonunda aşka dönüştüğü destanı okuyoruz. Her kelimesiyle muhteşem ve yeni baskısı  ile de göz kamaştırıyor.  

Hep derim, işin içinde Jennifer Royce varsa o eser mutlaka bir destandır, okunmadan da geçilmez! :)

İSKOÇ ONURU - JENNİFER ROYCE

 

"

"AŞK, BİR KADININ DELİLİĞİNE VE BİR ADAMIN YÜREĞİNE MEYDAN OKUMAKTIR."

İskoçya Kralı Robert the Bruce'a bir tek ben hayran değilim değil mi? O adamın geçtiği romanları ayrı bir seviyorum. Üstelik kurgu yanında tarihten de esinlenilirse! J. Royce tarih bilgisini roman sonunda veriyor. Ayrıca Rob da gerçek bir kişiliktir. Bütün bilgiler romanda anlatılmıştır, gerçek kişilerin olduğu romanları daha da çok severim. 

Şimdiyse İskoç Onuru'nda deli rolü yapan bir kadınla, kralına hizmet eden bir adamın hikayesini okuyacaksınız. 

Bu kitapta dünyada kadın olmanın ne kadar zor olduğunu fark eden bir kadının, deliliğe sığınıp hem intikam için hem de hayata karşı nasıl mücadele ettiğini, yine erkeklerin dünyasında piyon olarak geldiği Keith Klanı'ın lideri Rob'a karşı duygularıyla nasıl da savaştığını okuyacaksınız.

ÖDÜL - JULİE GARWOOD

 

Gerçekten Garwood'un kaleminde kusur bulmak çok zor! Hem historical tür de hem de polisiye tür de benim ayıla bayıla okuduğum bir yazar. Yeni kitabını görür görmez alan bir ben değilimdir bence. Benim Top 10 favorimde birinci sırada.

Royce... Anlatılmaz yaşanır. Bazı erkekleri anlatamazsınız, birebir tecrübe etmeniz lazım o yüzden fazla söze gerek yok, okuyun! :D

Nicholaa Kralın Sakson topraklarını ele geçirince kaleyle birlikte bir lorda vereceği ödüldür. Onu almak için de tecrübeli savaşçı Baron Royce gider. O saatten sonra kaleyi nasıl aldıkları, Nicholaa'nın ailesini korumak için verdiği mücadele ve kandırmacaları, teslim olduktan sonra ikisi arasındaki dinamik ve devamını eğlenerek okuyacağınızdan eminim. O zaman hadi tanıtalım size Ödül kitabını!

SENDEN ÖNCE SENDEN SONRA - LORETTA CHASE

 

Size favori üç hist kitabımdan bahsetmiştim, bir diğeri de bu! Sevgili Dain, öncelikle o dillere destan Şeytan lakabın ve çapkınlığınla, ardından o kalbinin aşkıyla beni mahvettin. Ne desem ki? Çapkın bekarların hastasıyız ama sonunda bizim oldukları sürece ve centilmen olmaları ile. Bu tür okuyanlar bilir mutlaka bir çapkın, müzmin bekar vardır ve eninde sonunda bir kadınla uslanırlar. Biz kadınların da hayalleri var sonuçta ve bu yazar o erkeği çok güzel yazmış; kusurlu evet ama her halükarda da mükemmel!

Bu arada adamımızın tam adını da hemen yazıyorum; 

Sebastian Leslie Guy de Ath Ballister, Dördüncü Dain Markisi, Blackmoor Kontu, Louncell Vikontu, Ballister ve Louncell Baronu... 

Herkes ona en yüksek ünvanı Lord Dain diyor ve herkes onu Şeytan diye anıyor. İç seslerinizi duyar gibiyim, -Bu da ne?-mi diyorsunuz? çok ayrıntılı bir şekilde anlatacağım sevgili okurlar :D

KALBİMİ AFFETTİM - STEPHANİE LAURENS

 

Şimdi size ilk okuduğum üç historical romanlardan biriyle geldim. Bu türe başladığımda bir hafta içinde üç tane okumuştum ve ilk göz ağrılarım oldukları için bende ki yerleri çok çok farklı, o yüzden gelin size ilkiyle tanıştırayım. Ama öncesinde sizin de böyle takıntılı olduğunuz yazarlar var mı? Laurens benim o tür yazarlarımdan. Kalemine hayranım ve o kadar yerinde karakterler yazıyor ki! Bu yazarın hep kendine güvenen ve ne istediğini bilen erkekler yazması gibi bir huyu var. Normalde kaçan erkek olur ama bu yazarımız tam tersi. İstediğini alana pes etmeyen erkekler ile meşhur. Ne kadar sevimli değil mi? :D

& KÜNYE &

Orijinal adı: Where The Heart Leads

Yazar: Stephanie Laurens

Çeviri: Sevinç Yanar

Yayınevi: Epsilon Yayınları

Sayfa: 471

& ALINTILAR &

                                                            

                                                                  💘💘💘